Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | kusurları gidermek | emaculate [obsolete] v. |
General | kusurları gidermek | clean up v. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | kusurları/sorunları gidermek | buff out v. |
Industry | ||
Industry | kusurları gidermek veya daha kaliteli deriyi ortaya çıkarmak için postun üzerinden ince tabaka alan işçi | whitener n. |
Technical | ||
Technical | oksi asetilin alevi veya aşındırıcı toz ile işlenmemiş çeliğin yüzeyindeki kusurları gidermek | scarf v. |
Textile | ||
Textile | kumaşı incelemek ve kusurları gidermek için büyük rulolardan çözüp daha küçük rulolara geri saran tekstil işçisi | tuber n. |
Textile | kumaşı inceleyerek kusurları gidermek için büyük rulolardan çözüp daha küçük rulolara geri saran tekstil işçisi | winder n. |